15 Ekim 2008 Çarşamba

10 Ekim Ulusal Drama Gunu Bildirisi

10 Ekim Ulusal Drama Gunu
Cocuklar oynuyor, egleniyor, ogreniyor.
Olusum Drama Enstitusu


   Merhaba,
10 Ekim Ulusal Drama Gunu Bildirisi Prof. Dr. Sevinç Sokullu tarafindan yazilmistir.
Bildiriyi ekte ve asagida bulabilirsiniz.
Selamlar..
http://www.olusumdrama.com/default.aspx?rid=3800
   Oluşum Drama Enstitüsü
Büklüm Sokağı No: 22/5 Kavaklıdere/Ankara
Tel. 0 312 417 84 56
Faks. 0 312 418 72 04
Gsm. 0 505 780 57 11
www.olusumdrama.com
   YARATICI DRAMA:
YENİDEN KENDİMİZ OLMAYA DÖNÜŞ
  Yirmibeş yüzyıldır Tiyatro sanatıyla beslenen Avrupa Uygarlıklarının ve Amerika’nın şimdi Yaratıcı Drama’ya niçin bu kadar coşku ile sarıldığını ironik olarak şöyle yorumluyorum.
Tiyatronun yaratıcılığı ve işlevselliği çağdaş toplumların ikiyüzlülüğü karşısında tükendi. Çağının dinamizmini ve hızını göğüslemekte aksayan tiyatro sanatı ya yorgun işadamlarının rahatlayıp gevşemek için gittiği bir eğlence olarak sınırlandı ya da “performans” gibi başka alanlara kaydı.
İki büyük Dünya Savaşı yaşayan ve hala hem kendisinin hem de yaşadığı gezegenin yıkımına sebep olmakta direnen insanlık, yaklaşan tehlike çanlarıyla sarsılınca eğitim kurumlarına yeniden sarıldı. Daha insancıl, daha içtenlikli ve daha doğru bir eğitim için Yaratıcı Drama’yı keşfetti.
Tiyatronun sunduğu çatışma alanı aynı zamanda bir yüzleşme alanıdır. Aynada kendi aksimizle baş başa kalırken yalan söyleyemeyiz. Tiyatronun özündeki Drama çatışmayı ve değişmeyi içerirken tiyatro yaşantısından daha farklı ve daha bireysel kimlikleri çıkarmaya yarayan yaşantılar sunar. Gözlem ve yaşamı taklide dayanan Stanislavski oyunculuğu dıştan içe yönelen bir tekniktir. Rol yapmaya dayanır. Yaratıcı Dramaya katılanlar ise iç dünyalarına eğilirler. Örneği ne dışardan ne de anılardan alırlar, kendilerinden yola çıkarlar dünyayı keşfetmeye…
Çocukların hatta gençlerin kişisel gelişiminde başlı başına bir değer olan yaratıcı dramada oyunlar ve problem çözmeler, katılanlara kendi kaynaklarını keşfetme bakımından fırsatlar yaratırken oyun’un lezzetini de sunarak eğlendirir.
Tiyatrodaki hedef temsil olurken, yaratıcı dramada oyun kurma ve problem çözmeyi içeren süreç önem kazanır. Çünkü bu çalışmalar katılanları her oyunda kişisel düşünce ve yorumlarını ifade etmeye teşvik eder. Bu yolla çocuklar yaşama hazırlanırken kendi’ni keşfetme ve “kendi” olma yönünde adım adım gelişirler.
Son çözümlemede, Yaratıcı Drama çalışmaları gerek eğitimde araç, gerekse başlı başına bir amaç olarak çocuklara kendilerini sınama ve tanıma, yaşama karşı egemen bir tavır kazanma fırsatları yaratır. Kişilik ve kimliklerini bulma olanağını yakalayan çocuklar ayrıca seçimlerinde de rastlantısal ve keyfi olmaktan kurtulma şansına sahip olabilirler.
Çevresini ve kendini tanımış, kendiyle ve dünyayla barışık ve üretken bir kuşak yetiştirme ümidimizden başka ne hedefimiz olabilir ki?
Prof. Dr. Sevinç SOKULLU

Hiç yorum yok: