8 Kasım 2009 Pazar

tanımLar : “Oyun!”

Oyun, çocuğa hiç kimsenin öğretemeyeceği konuları, çocuğun kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir.

Oyun sonucu düşünülmeden, eğlenmek amacıyla yapılan hareketlerdir. Oyun işin karşıtı olarak düşünülmektedir. Çünkü işte belirli bir sonuç söz konusudur.

Piaget’e göre oyun bir uyumdur.

Oyunlar, çocukların kendi seçtikleri ya da gruptaki bazı öğrencilerin seçtikleri ve kendilerine göre sağlam kuralları olan eylemlerdir.

Çağdaş bir yaklaşımla ise oyun, çocuğun kendi kendini ifade edebildiği, yeteneklerini fark ettiği, yaratıcı potansiyelini kullanabildiği, dil, zihin, sosyal, duygusal ve motor becerilerini geliştirebileceği önemli bir fırsattır.

Çocuklarla iletişim kurmanın, onların dünyasını paylaşmanın birçok yolu vardır. Oyun, bu yolların en doğal olanı, en sık kullanılanı ve en sağlıklı sonuç verenidir.

Oyun her çocuğun gerçek yaşantısından daha çok benimsediği, daha çok içinde yaşadığı ve mutlu olduğu bir dünyadır.

Oyun, yaşamın tüm dönemleriyle ilgili bir kavramdır, bu özelliğine göre de oyun çeşitleri yaş gruplarına göre farklılık göstermekte farklı tanımlarla açıklanmaktadır.

Gross’a göre (1896), oyun bir pratiktir. Yetişkinler ileride karşılaşacağı davranış biçimlerini oyunla elde ederler.

Caillois (1958). “Oyun ve İnsanlar” adlı kitabında, Huizinga’in oyunla ilgili görüşlerinden etkilenerek oyunu şu şekilde tanımlamıştır. Oyun, serbestçe kabul edilmiş fakat bağlayıcı olan kurallara göre belli bir alan ve zaman süreci içinde sürdürülen, gerilim ve eğlence duygularını içeren, gerçek hayattan farklı olduğu bilinci ile yapılan gönüllü bir hareket ya da faaliyettir. Montaigne (1533-1592) oyunu, çocukların en gerçek uğraşıları olarak tanımlamıştır. Montessori (1870-1952) de oyunu çocuğun işi olarak nitelendirmiştir.

Genel tanımıyla oyun, belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleştirilebilen, fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı, fiziksel, bilişsel, dil, duygusal ve sosyal gelişiminin temeli olan, gerçek hayatın bir parçası ve çocuk için en etkin öğrenme sürecidir.  http://haticetopac.tripod.com/oyunlar.htm 

Örnek durumlar yaratarak tecrübeyle hareket eden, tecrübe ve planlama yoluyla gerçeği öğrenen insan yeteneğinin çocuksal bir ortaya çıkışıdır. ( ERICKSON, Erik, H. Childhood and Society (Çocuklar ve Toplum )

Oyun, çocuğa hiç kimsenin öğretemeyeceği konuları, kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir. Sonucu düşünülmeden, eğlenmek amacıyla yapılan hareketlerdir. “İş”in karşıtı olarak düşünülmelidir. YAVUZER, Haluk. (2002). Doğum Öncesinden Ergenlik Sonuna… Çocuk Psikolojisi. İstanbul. Remzi Kitapevi)

Hiç yorum yok: