TİYATRONUN DEĞERİ
Bugün asfalt yolda eskisinden daha çabuk gidiyor, kat üstüne katlar ekliyor, denizin altında yüzüyor, göklerin üstünde uçuyorsak bunlar birer ilerlemedir. Ama bunların topu birden bizi insan yapmaz. Bizi kötülükten, çirkinlikten, kabalıktan kurtaran, insan yapan "eğitim" dir.
İnsanoğlu yeryüzünü gezdikçe, toprağı kazdıkça geçmiş uygarlıkların izini buluyor. Hepsinde tiyatro başta geliyor. Eski Yunan'da Arkadia'nın başkenti olan 70.000 kişilik Megalopolis'te 40.000 kişi için tiyatro vardı. Bugün Yunanistan'da hala kullanılan55 basamaklı Epidauros tiyatrosu 14.000 kişi alır. Bergama'da, Virankapı'daki Roma tiyatrosu 30.000 kişiliktir. Tellidere'deki tiyatro 50.000 kişi içindir. Dünyanın en dik tiyatrosu sayılan Bergama tiyatrosu 15.000 kişi alır. Asklepion'daki tiyatro 4.500 hastaya ayrılmıştır.Bergama'nın nüfusu160.000 iken100.00o kişi alan 4 tiyatrosu varmış.
Almanlar yakılıp yıkılan şehirlerinde hastaneden, üniversiteden, tapınaktan, okuldan önce, on beş yılda tam yüz yeni tiyatro yaptılar.
Hastane gövdelerin, tiyatro ruhların şifa kaynağıdır. Ruhsuz adam bir kalıptır. Düşünmekten, duymaktan, insanlıktan, iyi ve kötüyü ayırtetmekten uzak bir kalıp! En korkunç suçları işleyenler hep bu ruhsuz kalıplardır. Çevremizi karartan, eğitim ışığına varamamış bu sakat ruhlardır.
Tiyatro okul kadar, hastane kadar önemlidir. Gövde hastası ölür, ruh hastası öldürür. Ömrü boyunca tiyatrosuz kalan bir toplum, önce dilini yitirir, geleneğini unutur, sonra bütün bağları çözülür, sokağa düşer. En büyük kötülük birbirimizden ayrıldığımız gün başlar.
Tiyatronun en büyük gücü "söz"dedir. Üstün insanlardan bize kalan tek düşünce anıtı, bu granit kelimelerle örülmüştür. İnsanlığın sesi, tiyatroda duyulan sözlerle kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa geçer, geleceğe armağan kalır. Tiyatroda seyircinin kana kana içeceği bu söz yağmurudur; ruhları yıkayan bu söz tufanıdır.
Bir toplumun kültür ölçüsü tiyatrosudur.
Muhsin Ertuğrul
yazıyı şuRadan aLdım. A. Zafer Sapçı’ya teşekkürLer…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder